BİRİNCİ BÖLÜM-Ayna Kırığı
- seçicigeçirgen

- 19 Ağu
- 1 dakikada okunur
“Seksen iki sayfa… Normal hızda, modern Türkçenin akıcılığıyla bir buçuk saatte okunup bitiyor. Ama blog yazarken de fark ettiğim gibi, asıl mesele hız değil; okur çoğu zaman geri dönüp ikinci kez okumak istiyor. Demek ki kayboluş, bazen kelimelerin içinde ikinci bir yolculuğa çıkarmakla ilgili.”
Kitabı ikinci kez okuma ihtiyacı duyuyorsunuz çünkü ilk okuduğunuzda sizi o kadar hazırlıksız yakalıyor ki. Yanınızdan hızla bir cisim geçiyor. Ne olduğunu anlamıyorsunuz, tanıdık tanımadık bir sürü his peyda oluyor içinizde. Kamera kayıtlarına bakma ihtiyacı duyuyorsunuz yavaşlatarak. Sanki yazar tuzak kurmuş. Bilinçli yapmış olabilir mi, bu kadar zeki midir bilinmez ama ben de bu hissiyatla ikinci kez okumaya başladım kitabı.
AYNA KIRIĞI
O tanıdık yabancı…
Acıların değil. En pişman yanın. Kendine kızmana, kendini yiyip bitirmene sebep olan tüm eylemlerin. İradenin yanlış seçimler(sana göre) yapan tarafı. Savaşmak çok zor, kendi kararlarınla yaptığın yanlışların ya da basiretsizliğinle yapamadığın doğruların kötü sonuçlarından beslenen pişmanlık denen ruh yiyiciyle.
Senden türedi o yüzden tanıdık, bugünkü aklın başka o yüzden yabancı. Her aynaya baktığında görmek mi? Kolay gelsin!
Not: Bu yazı dizisi, “Kronik Kayboluş”u okurken bende bıraktığı yankılardır. Her bölümde aldığım notları paylaşmaya devam edeceğim.
seçicigeçirgen

Bu derece isabetli ve incelikli bir çözümleme yaptığın için teşekkür ve tebrik ederim. Yazdıkların, sıradan bir okur yorumundan çok; metni içeriden kırıp karakterlerin niyetine kadar sızan özel bir bakışın ürünü.
Kalemi güçlü olanın gözü de keskindir derler; sende ikisi de fazlasıyla var.
Devamını merakla ve sabırsızlıkla bekliyorum. 🙂🖤